Aslında İsveç seyahatimizin
amacı Stockholm’ü gezmek değil, kuzey ışıklarına tanık olmaktı. Ama uçak
biletlerimiz Stockholm’e idi. İstanbul – Stockholm uçağımız Arlanda Havaalanı’na
varınca tek yaptığımız bavullarımızı alıp Kiruna uçağı için terminal
değiştirmek oldu. Günlerden 19 Mart’tı ve havanın daha soğuk olmasını
bekliyordum ama Stockholm bize güneşli bir günde “hoş geldiniz” demişti. 4 gün
İsveç’in kuzeyinde minik bir kasaba olan Abisko’da kaldık ve kuzey ışıklarının
büyüleyici dansını görme şansını yakaladık.
Kutup ışıkları yazım için:
Kuzeyden
dönüşte ise, Türkiye’ye dönmeden önce 4 gün Stockholm’de kaldık. Stockholm adalardan
meydana gelen bir şehir. Daha uçaktayken, şehir gözükmeye başladığında gördüğüm
manzara çok hoşuma gitti. Düzensizce serpiştirilmiş minik adacıklar var her
yerde. Stockholm aynı zamanda çok düzenli ve medeni bir şehir. Orada kaldığım
süre boyunca hiçbir kaosa tanık olmadım. İnsanlar çok güler yüzlü ve birbirlerine
çok saygılılar.
Stockholm öncesi şu siteyi ziyaret etmenizi öneririm:
Arlanda Havaalanı'ndan Şehir Merkezine Ulaşım
- Arlanda Express: Havaalanıdan kalkıp şehir merkezine giden tren. Tek yön bilet fiyatı 280 SEK, gidiş-dönüş 540 SEK. 15 dakikada bir kalkıyor ve şehir merkezine 20 dakikada ulaşıyor.
Detaylı bilgi için: https://www.arlandaexpress.com
- Flygbussarna: Havaalanıdan kalkıp şehir merkezine giden otobüs. Bizdeki Havaş’a benziyor. 15 dakikada bir kalkıyor ve şehir merkezine yarım saatte ulaşıyor. Eğer biletinizi web sitesinden veya aplikasyonundan alırsanız tek yön bilet 99 SEK, gidiş-dönüş 198 SEK. 7/11 mağazalarından alırsanız ise tek yön bilet fiyatı 119 SEK. Otobüste şoförden de temin edebilirsiniz biletinizi, ama otobüslerde sadece kredi kartı geçiyor. Tüm otobüslerde wireless internet mevcut.
Detaylı bilgi için: https://www.flygbussarna.se/en
**** **** **** **** **** **** **** **** **** **** **** **** **** **** **** ****
Stockholm Kart (Stockholm Pass) : Stockholm bir müzeler şehri. Eğer siz de bu müzelerden çoğuna gitmeyi
planlıyorsanız Stockholm Kart almanız mantıklı olabilir. Bu kartın 1, 2, 3 veya
5 günlük opsiyonları var. Ulaşımı dahil edip etmemek size kalmış. Mesela ulaşım
ağını da kapsayan 3 günlük bir Stockholm Kart an itibariyle 1235 SEK. Ulaşımın
zaten pahalı olduğu bu şehirde bazı müze giriş fiyatları ise şu şekilde:
Vasa Müzesi: 130 SEK
Royal Palace: 160 SEK
Skansen Açık Hava Müzesi: 180
SEK
Nordic Müzesi: 100 SEK
Hop on – Hop Of Otobüs: 400
SEK
Eğer bu ve diğer müzelere girmeyi planlıyorsanız,
kalış sürenize göre bir kart edinmek akıllıca olabilir. Kartı internet
sitesinden sipariş edebileceğiniz gibi Stockholm’deyken satın almayı da tercih
edebilirsiniz.
Daha detaylı bilgi için: https://www.stockholmpass.com
Stockholm Hakkında Bazı İpuçları
- İsveç
Avrupa Birliği üyesi olmasına rağmen Euro kullanmıyor, kendi para birimi olan
İsveç kronu kullanıyor. Ve evet, İsveç diğer Avrupa ülkelerine göre pahalı.
- Musluklardan
su içilebiliyor ve tadı gayet güzel. Çoğu cafe ve restaurant'ta da su ücretsiz olarak sunuluyor. Marketten su almak isterseniz ise, hayatın zaten çok pahalı olduğu Stockholm’de
yarım litrelik 1 şişe su fiyatı 30 SEK. (Yaklaşık 13 TL yapıyor an itibariyle)
- Stockholm’de
nakit paranın kıymeti pek kalmamış durumda. Bazı mağazalarda nakit geçmiyor ve sadece
kredi kartı kabul ediliyor.
- Onlara
yeşil ışık yanıyor olsa bile, araçlar yaya gördüğü zaman mutlaka durup bekliyorlar.
- Şehir
merkezinde herkes çok sportif. Sahil kenarında koşan insan sayısını görünce
şaşıracaksınız.
- 200
SEK üzeri yaptığınız tüm alışverişler Tax Free özelliği taşıyor. Mağazadan fiş
ve vergi iadesi formunuzu almayı unutmazsanız havaalanında kolaylıkla
işlemlerini halledebilirsiniz.
Stockholm’de konaklayacağımız
oteli seçmeden önce, şehir merkezinde kalmak istediğimi biliyordum. Çünkü şehir
merkezinde konaklamak eşittir şehri yürüyerek keşfetmek anlamına geliyor benim
için. Ve bence bir şehir yürüyerek keşfedilir.
Biz Radisson Blu Waterfront’da
kaldık. Sanırım benim rezervasyon yaptığım dönem otelde bir çeşit kampanya
vardı ve fiyatları gayet normaldi. Otelimiz hem ana tren garına hem de otobüs
garına yürüme mesafesindeydi. Ayrıca Gamla Stan’in ışıklarını izleyerek
uyuyakalmak ise muhteşem bir deneyimdi.
Nereleri Gezdik, Nerelerde Yedik - İçtik?
Biz müze gezmeyi çok seven bir
çift değiliz. Eğer siz öyleyseniz çok şanslısınız çünkü Stockholm tam bir müze
cenneti. Tek tek hangi müzeler olduğunu yazmayacağım çünkü internet bu
bilgilerle ağzına kadar dolu zaten. Biz bu müzelerden sadece iki tanesini
gezdik. İlki eşimin çocukluk hayali olan Vasa Müzesi, ikincisi ise Ortaçağ
(Medieval) Müzesi. Giriş ücretinin olmadığı Ortaçağ Müzesini gezerek o zamanlar
yaşam nasılmış, insanlar hangi şartlarda yaşıyormuş öğrenebilirsiniz. Vasa
Müzesini ise daha detaylı anlatmak istiyorum çünkü bu müzeye hayran olduk.
Vasa Müzesi: Yapımı üç
yıl süren ve 10 Ağustos 1628 yılında
ilk seferine çıkan Vasa gemisi henüz 1 deniz mili bile yol kat etmemişken, Stockholm
limanında batar. Döneminin en büyük ve en ihtişamlı gemisi olarak inşa edilmiş
olan bu geminin batma sebebi ise ne şiddetli bir fırtına ne de geminin karaya
oturmasıdır. Oysa sadece kralın olması gerekenden çok daha fazla sayıda topun
gemiye yüklenmesini istemesi sonucu oluşan dengesizliktir. Tam 333 yıl
sualtında kalan gemi 1961 yılında uzun ve titiz uğraşlar sonucu, sanki bu kadar
yıl suda kalan o değilmiş gibi hiç bozulmamış bir şekilde su üzerine çıkartılır.
Gemi hiç çürümemiştir çünkü battığı sular soğuk sulardır ve bu sularda ahşabı
mahveden su altı canlıları yaşamamaktadır. Geminin su altında iyi korunmuş
olmasının bir diğer sebebi ise Stockholm’ün o dönemli kirli sularıdır. Bu
oksijensiz sualtı ortamı geminin çürümesine mani olmuştur.
Tarihe ışık tutan bu gemi su
üzerine çıkartıldıktan sonra, 1962 – 1979 yılları arasında tam 17 yıl boyunca özel
bir bileşimle spreylenerek karaya çıktıktan sonra da bozulması engellenmiştir.
1979 – 1988 yılları arasında ise gemi kurur ve yüzeyine özel bakımlar yapılır. Eksik
olan yaklaşık 14,000 parça da bulunarak tekrar gemiye monte edilir. 1990
yılında Vasa için özel bir müze inşa edilir ve gemi şu anda sergilendiği bu
binaya taşınır. Bu müzenin özel bir iklimlendirme ve temizlik sistemi vardır.
Vasa gemisi bugüne dek
sualtından çıkartılan en büyük ahşap gemidir ve sergilendiği müzede geminin %95’i
orijinal parçalarından oluşmaktadır. Ancak bu müzede sadece Vasa gemisi sergilenmemektedir.
Gemiden çıkartılan objeler, mürettebatın iskeletlerinden hareketle oluşturulmuş
balmumu heykeller de yer almaktadır. Stockholm’e yolunuz düşerse bir döneme
ışık tutan Vasa Müzesi’ni ziyaret etmenizi şiddetle tavsiye ederim.
Mutlaka Gitmeniz Gereken Bir Viking Tavernası: AIFUR
Ben biraz şans eseri buldum
burayı ama siz işinizi şansa bırakmayın, mutlaka gidin ve burada yemek yiyin. İçeride
öyle bir atmosfer var ki, kendinizi gerçekten geçmişe yolculuk yapmış gibi hissedeceksiniz.
Her minik ayrıntı düşünülmüş. Yemek yediğiniz tabaktan, şarap içtiğiniz kadehe;
garsonların kıyafetlerinden, oturduğunuz masalara ve dinlediğiniz müziğe kadar
her şey çok otantik. Hafta sonları canlı
müzik de olan bu tavernaya rezervasyonsuz gitmemenizi öneririm.
Stockholm’de biz bol bol yürüyüp
etrafı keşfetmenin dışında bir de bu güzel şehri denizden görmek istediğimiz
için kanal turuna çıktık. Kanal turu yapan farklı şirketler ve bu şirketlerin
farklı turları var. Belli turlar belli tarih aralıklarında yapılıyor. Mesela bizim
yaptığımız tur Nisan başına kadardı. Nisan sonrası için başka turları mevcut.
Daha ayrıntılı bilgi için: http://www.stromma.se/en/stockholm/sightseeing/
Bizim Stockholm maceramız böyleydi. Bakalım bir sonraki macerada nerede buluşacağız : )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder