9 Eylül 2015 Çarşamba

Güzeller güzeli Datça


Datça, meğer sen ne güzel memleketmişsin.
Bu sene denk geldi, hep gitmek isteyip de bir türlü gidemediğim yerlere gittim. Datça da bunlardan biriydi. Uzun zamandır hayallerimi süslüyordu Datça’ya gitmek, hep çok merak etmiştim o kendine has yarımadayı. Ve işten 2 gün izin alınca, fırsat bu fırsat, Perşembe sabahından başladı Datça maceramız. Datça ile ilgili en çok bilinen şey, yollarının çok kötü olduğudur. Oysa bana hiç de abartıldığı kadar kötü gelmedi. Bilmiyorum ben mi çok alışkınım yolda olmaya, yoksa yollar bir ara yapıldı da bizim mi haberimiz yok. Sanırım ben alışkınım, neyse, en iyisi bu konuyu çok fazla irdelemeyeyim : )
İzmir – Datça arası arabayla yaklaşık 5 saat sürüyor. Bir ara öyle bir yoldan gidiyorsunuz ki, sağınız deniz, solunuz deniz, önünüz yemyeşil ormanlar.
 
datca, hayitbuku
 
 
Datça’da nerde kalınmalı sorusu üzerine uzunca bir süre düşündüm. En sonunda Datça merkezde konaklayıp gündüzleri de büklere gitmeye karar verdim. Çünkü bükler çok sakin, sıkılabiliriz belki diye düşündüm. Merkezde en azından bir dolaşır, sıkılırsak bir cafe’ye bar’a otururuz dedim. Datça merkezde yer alan Marphe otel’den yer ayırttım 3 gece için. Sonra bir arkadaşım Gabaklar Koyu’nu o kadar met etti ki, dedim ki bir gece de orada kalalım, değişiklik olsun.
Marphe Otel denize yakın değil, arabanız yoksa sahil kısmına gitmek biraz zorlu olabilir. Ama sanırım uzuuunca bir zamandan sonra kaldığım her tarafı ayrı bir renk cümbüşü olan, minik minik detaylar bile düşünülmüş en şirin otel burası olabilir. Özellikle minnacık bir otel odasına tıkılıp kalmaktan hoşlanmıyorsanız, seyahat ederken evcil hayvanınızı da yanınızda götürmek istiyor ama kabul edecek otel bulamıyorsanız, bir de ayrıntılardaki güzelliklerden zevk almayı biliyorsanız işte burası tam size göre.
 
datca, marphe otel
 
datca, marphe otel

datca, marphe otel

datca, marphe otel

datca, marphe otel
 
datca, marphe otel

datca, marphe otel

datca, marphe otel
 
Neyse, peki Datça’ya gitmişken ne yapmalı ?
Öncelikle Datça merkezde sahilde bir rakı-balık. Bunun için de Kumluk Plajı’nda (Buralar gündüz şemsiye şezlong, akşam masa sandalye) yan yana restaurant’lar sizi bekliyor. Ama deniz kenarında en güzel masa için mutlaka rezervasyon yaptırın. Biz Dutdibi Fish Mekan isimli restaurant’ı tercih ettik. Mezeler, ortam her şey çok güzeldi.
 
datca, dutdibi

datca, dutdibi, raki balik

İzmir’den çok sevdiğim eski bir arkadaşım Datça’da yaşıyordu, gitmişken şans eseri onu da gördük. Türkan, Datça’da Mambocino isimli şirin bir cafe’nin pastalarını yapıyormuş. Sağolsun yemekten sonra bizi eşiyle beraber misafir edip o leziz pastalarından ikram ettiler. Ev yapımı pasta deyip geçmemek lazım, böyle güzel bir cheesecake  yememiştim uzun zamandır. Tekrardan ellerine sağlık canım arkadaşım : )

datca, mambocino
 
datca, mambocino

Ayrıca, el işi incik boncuk, takı tuku gibi şeyleri seviyorsanız da, Sevgi Yolu’na uğramanızı tavsiye ediyorum.
 
datca, sevgi-yolu
 
Denize girecek o kadar muhteşem koylar, bükler var ki oralarda, insan hangisini tercih edeceğini şaşırıyor resmen. Hayıtbükü ve Palamutbükü ile başladık biz güne. Yarım saatlik bir araba yolculuğu sonrası vardık Hayıtbükü’ne. Çok büyük bir sahil değil, başında durunca sonunu görebiliyorsunuz. Kumsalda şezlonglar, hemen arkalarında restaurant’lar. Şemsiye şezlong kullanımı  ücretsiz, restaurant sahipleri çok candan. Ufak bir deniz ve bira molası sonrası yolumuza devam ettik. İşletme olmayan, daha az kalabalık, denizi cam gibi berrak bir koy bulduk ve günün geri kalanını burada geçirdik. Neyse ki, yanımızda içecek ve yiyecek birşeylerimiz vardı.
 
datca, hayitbuku

datca, hayitbuku

datca, hayitbuku

datca, palamutbuku

datca, palamutbuku
 
Ve, günün en güzel saatlerinde hiç bozulmamış, kendinizi bambaşka bir masaldaymış gibi hissedeceğiniz güzellikleriyle Eski Datça. Her köşesinden rengarenk begonviller fışkıran Arnavut kaldırımlı sokaklar, huzur kokan taş evler, şirinlik muskası sokak kedileri. Buraya gelip her bir sokağı, çiçeği, kediyi, evi fotoğraflamak isteyeceksiniz. Gelmişken bademli köfte yemeden de dönmeyin, benden söylemesi : )
 
eski-datca
 
eski-datca

eski-datca, begonvil

eski-datca

eski-datca

eski-datca

eski-datca-bademli kofte
 

Yaşamının son yıllarını Datça'da geçirmiş olan ve "Mekanım Datça Olsun" diyen, 1999 yılında vefat ettiğinde de burada toprağa verilen ünlü şair Can Yücel'in neden burayı bu kadar sevdiğini anlıyorsunuz zaten gittiğinizde.

Marphe Otel’den üzülerek de olursa çıkışımızı yapıp Gabaklar Koyu’na doğru yola koyulduk. Gabaklar Koyu, Hayıtbükü’nün çapraz komşusu. Biraz daha büyük bir sahil. Tek bir işletme var. Gabaklar Bungalov ve Pansiyon. Sahilden faydalanmak için illa ki burada konaklamanız gerekmiyor. Konaklamak için 2 alternatif var, bungalov veya pansiyon.  Biz bungalovda kaldık, açıkçası çok da memnun kaldık. Bütün gün sahilde yattık, berrak sularda yüzdük, güneşlendik, kitap okuduk, çok dingin ve huzur dolu iki gün geçirdik.
 
 
datca-gabaklar

datca-gabaklar

datca-gabaklar

datca-gabaklar
 
gabaklar-bungalov

gabaklar-bungalov

Ben Datça’yı çok sevdim. Çok kendine has, çok narin, çok yeşil, çok mavi, insanı  çok canayakın. Daha ne olsun ki ? Ne olur bozulma Datça, sen hep böyle kal ..
 
                                        ***              ***             ***
 
Başka türlü bir şey benim istediğim
Ne ağaca benzer, ne de buluta
Burası gibi değil gideceğim memleket
Denizi ayrı deniz
Havası ayrı hava

Bir başka yolculuk dalından düşmek yere
Yaşadığından uzun

Bir tatlı yolculuk dalından inmek yere
Ağacın yüksekliğince
Dalın yüksekliğince rüzgarda
Ve bir yeni ömür
Vardığın çimen yeşilliğince

Nerde gördüklerim
Nerde o beklediğim
Rengi başka
Tadı başka
 
                     Can Yücel