2 Eylül 2014 Salı

sam sim som samos


Samos’a gitmek için Kuşadası’ndan kalkan feribotlara binmeniz gerekiyor. Feribotlar tek bir firmaya ait. Farklı acentalar aracılığı ile temin edebilirsiniz biletinizi ama esas firma Meander Turizm. Gidiş – dönüş bilet fiyatı 55 Euro. Kuşadasından sabah saat 09:00’da kalkıyor feribot ve yol yaklaşık 1,5 saat sürüyor. Dönüş feribotu ise Samos’dan 17:00’de.

 
izmir-samos-feribot
 

Samos’da indiğinizde önce tabiki pasaport kontrolünden geçiyorsunuz, sonra karşınıza birkaç araç kiralama ofisi çıkıyor. Pegasus rent a car, By ship rent a car gibi. Hepsinin fiyatı yaklaşık aynı. Küçük araçlar kategorisindeki araçlar 35-40 € günlük. Biz Pegasus’tan kiraladık aracımızı, hiç bu kadar kolay olmamıştı araç kiralamak. Ne bir teminat ne başka bir şey. Alıyor musunuz alıyoruz, hadi görüşürüz : )

Otelimizi booking.com’dan ayarladık. Samos bay hotel. Oteli çok beğendim, kesinlikle tavsiye ederim. Otel şehir merkezine çok yakın, hemen önünde kendi plajı var, personel güleryüzlü ve yardımsever, kahvaltısı çok zengin.
 
samos-bay-hotel

samos-bay-hotel
 

Ada büyükçe. Haftasonu için gidiyorsanız eğer bizim gibi, her tarafını gezmeniz mümkün değil. Bu nedenle bazı yerleri eleyip bazılarına öncelik vermeniz gerekiyor.  Biz deniz kum güneş öncelikli bir tatil modunda olduğumuz için adanın iç kısımlarını, köylerini gezmedik hiç. Yalnız özellikle belirtmek istiyorum ki, ben bu kadar güzel deniz görmedim. Böyle mavilik hiçbir yerde yok. Su altında görüş nerdeyse 50 metre vardı ve cam gibiydi.

İlk gün otelimizi bulup yerleştikten sonra Kerveli plajına gittik.

kerveli-plaj
 
Küçük bir plaj. Sahil kenarında bir taverna var, karın doyurup birkaç bira içmek için ideal. Sahil ise çok huzurlu, ağaçların altında uyumalık tam. Oradan Pythgorion kasabasına gittik. Burada Pisagor yaşamış zamanında. Çok şirin mağazalar var sahile inerken yol boyunca. Sahilde ise bir marina, güzel tekneler, yan yana restaurant ve cafe’ler. Sahilin en ucunda da Pisagor heykeli.
 
 
samos-pythgorion
 
 
Burada her mağazada Pisagor bardakları satılıyor. Bardak dışarıdan normal bir bardak gibi gözükmekle beraber aslında içinde bir çıkıntısı var. Bardağın içine koyduğunuz sıvı eğer bu çıkıntıyı geçerse, sıvı birden bardaktan boşalmaya başlıyor. Dediklerine göre Pisagor’un bu bardakla anlatmaya çalıştığı şey; "aza kanaat etmeyen, çoğu bulamaz" imiş.

Akşam yemeği için ise istikametimiz Kokkari. Burası bir burnun etrafında yoğunlaşmış çok şirin minik bir kasaba, denizin hemen kenarında restaurant’lar, cafe’ler, iç kısımlarda alışveriş yapmak için hediyelik eşya satan dükkanlar var. Adanın diğer kısımlarına göre daha rüzgarlı olduğu için surf yapanların tercihiymiş. Kokkari’de burnun sağ tarafında cafe’ler ve restaurant’lar var. Hepsinin önünde kendi plajı var. Buradan hem denize girebilir, şezlonglarından faydalanabilir hem de yemeğinizi yiyebilirsiniz. Burnun diğer tarafında ise denize sıfır restaurant’lar yanyana sıralanmış. Biz bir tanesine oturduk, şansımıza tam denizin kenarında bir masa boştu. Mezemizi söyledik, uzomuzu içtik. Bugüne kadar farklı uzo’lar içtim ama en aromatik, en güzel olan Palmari marka olan uzo bence. Çok keyifli bir akşam geçirdik burada.


samos-kokkari

samos-kokkari
 
 
Ertesi sabah otelden check out yaptıktan sonra Kokkari tarafında olan Tsamadou Plaj’ına gitmeye karar verdik. Adaya gitmeden burayla ilgili güzel yazılar okumuştum zaten. Plaj tabelasını görünce aracımızı park ettik, ve patikadan aşağı doğru inmeye başladık. Manzara görülmeye değer gerçekten. “Mavi ve yeşilin buluştuğu” deriz ya hep, işte öyle bir şey.
 
tsamadou-samos

tsamadou-samos

tsamadou-samos

Plaja iner inmez şaşırmayın çünkü plajın sağ kısmı çıplaklara ait : ) Sol tarafa doğru gittikçe mayolu insanları görmeye başlıyorsunuz. İlk bulduğumuz şezlonga oturduk biz, yürümeye daha fazla dayanamayıp kendimizi o masmavi sulara atmak istedik bir an önce. 2 şezlong ve 1 şemsiye burada 6 Euro. Ama biraz daha ilerlerseniz eğer, o taraflarda 2-3 mekan var, şezlongları da bedava. Nasılsa birşeyler yiyip içecekseniz bu tarafta takılmak daha mantıklı.

Acıkınca ilerideki mekanlardan birine gidelim dedik biz, o sayede keşfettik bunu. Soulvaki yedik gittiğimiz yerde. Bizim şiş kebap’a benziyor, gayet lezzetliydi.


Ve maalesef saat feribot saatine yaklaşınca bindik arabamıza, şehir merkezinde aldığımız yerde aracımızı teslim ettik ve feribotumuz gelince de başladı geri dönüş yolculuğu.

 
 
Özet olarak Samos’a giderken çok bir beklentimiz olmadığından mı bilmiyorum ama bu adayı epey beğendik biz. Gezemediğimiz kısımları gezmek için bir daha gitmemiz gerekecek sanıyorum : )

 

2 yorum:

  1. Giderken sizlerde beklenti olmasa da, blogu okuduktan sonra Samos'un bende beklenti yarattigi kesin :) cok guzel olmus, ellerinize saglik :)

    YanıtlaSil