Samos’a gitmek için Kuşadası’ndan kalkan feribotlara binmeniz gerekiyor.
Feribotlar tek bir firmaya ait. Farklı acentalar aracılığı ile temin
edebilirsiniz biletinizi ama esas firma Meander Turizm. Gidiş – dönüş bilet
fiyatı 55 Euro. Kuşadasından sabah saat 09:00’da kalkıyor feribot ve yol
yaklaşık 1,5 saat sürüyor. Dönüş feribotu ise Samos’dan 17:00’de.
Samos’da indiğinizde önce tabiki pasaport kontrolünden geçiyorsunuz, sonra
karşınıza birkaç araç kiralama ofisi çıkıyor. Pegasus rent a car, By ship rent
a car gibi. Hepsinin fiyatı yaklaşık aynı. Küçük araçlar kategorisindeki
araçlar 35-40 € günlük. Biz Pegasus’tan kiraladık aracımızı, hiç bu kadar kolay
olmamıştı araç kiralamak. Ne bir teminat ne başka bir şey. Alıyor musunuz
alıyoruz, hadi görüşürüz : )
Otelimizi booking.com’dan ayarladık. Samos bay hotel. Oteli çok beğendim,
kesinlikle tavsiye ederim. Otel şehir merkezine çok yakın, hemen önünde kendi
plajı var, personel güleryüzlü ve yardımsever, kahvaltısı çok zengin.
Ada büyükçe. Haftasonu için gidiyorsanız eğer bizim gibi, her tarafını gezmeniz mümkün değil. Bu nedenle bazı yerleri eleyip bazılarına öncelik vermeniz gerekiyor. Biz deniz kum güneş öncelikli bir tatil modunda olduğumuz için adanın iç kısımlarını, köylerini gezmedik hiç. Yalnız özellikle belirtmek istiyorum ki, ben bu kadar güzel deniz görmedim. Böyle mavilik hiçbir yerde yok. Su altında görüş nerdeyse 50 metre vardı ve cam gibiydi.
İlk gün otelimizi bulup yerleştikten sonra Kerveli plajına gittik.
Küçük
bir plaj. Sahil kenarında bir taverna var, karın doyurup birkaç bira içmek için
ideal. Sahil ise çok huzurlu, ağaçların altında uyumalık tam. Oradan Pythgorion kasabasına gittik. Burada Pisagor yaşamış zamanında. Çok
şirin mağazalar var sahile inerken yol boyunca. Sahilde ise bir marina, güzel
tekneler, yan yana restaurant ve cafe’ler. Sahilin en ucunda da Pisagor
heykeli.
Burada her mağazada Pisagor bardakları satılıyor. Bardak dışarıdan
normal bir bardak gibi gözükmekle beraber aslında içinde bir çıkıntısı var.
Bardağın içine koyduğunuz sıvı eğer bu çıkıntıyı geçerse, sıvı birden bardaktan
boşalmaya başlıyor. Dediklerine göre Pisagor’un bu bardakla anlatmaya çalıştığı
şey; "aza kanaat etmeyen, çoğu
bulamaz" imiş.
Akşam yemeği için ise istikametimiz Kokkari.
Burası bir burnun etrafında yoğunlaşmış çok şirin minik bir kasaba, denizin
hemen kenarında restaurant’lar, cafe’ler, iç kısımlarda alışveriş yapmak için
hediyelik eşya satan dükkanlar var. Adanın diğer kısımlarına göre daha rüzgarlı
olduğu için surf yapanların tercihiymiş. Kokkari’de burnun sağ tarafında
cafe’ler ve restaurant’lar var. Hepsinin önünde kendi plajı var. Buradan hem
denize girebilir, şezlonglarından faydalanabilir hem de yemeğinizi
yiyebilirsiniz. Burnun diğer tarafında ise denize sıfır restaurant’lar yanyana
sıralanmış. Biz bir tanesine oturduk, şansımıza tam denizin kenarında bir masa
boştu. Mezemizi söyledik, uzomuzu içtik. Bugüne kadar farklı uzo’lar içtim ama
en aromatik, en güzel olan Palmari marka olan uzo bence. Çok keyifli bir akşam
geçirdik burada.
Ertesi sabah otelden check out yaptıktan sonra
Kokkari tarafında olan Tsamadou Plaj’ına gitmeye karar verdik. Adaya gitmeden
burayla ilgili güzel yazılar okumuştum zaten. Plaj tabelasını görünce aracımızı
park ettik, ve patikadan aşağı doğru inmeye başladık. Manzara görülmeye değer
gerçekten. “Mavi ve yeşilin buluştuğu” deriz ya hep, işte öyle bir şey.
Plaja iner inmez şaşırmayın çünkü plajın sağ
kısmı çıplaklara ait : )
Sol tarafa doğru gittikçe mayolu insanları görmeye başlıyorsunuz. İlk
bulduğumuz şezlonga oturduk biz, yürümeye daha fazla dayanamayıp kendimizi o
masmavi sulara atmak istedik bir an önce. 2 şezlong ve 1 şemsiye burada 6 Euro.
Ama biraz daha ilerlerseniz eğer, o taraflarda 2-3 mekan var, şezlongları da
bedava. Nasılsa birşeyler yiyip içecekseniz bu tarafta takılmak daha mantıklı.
Acıkınca ilerideki mekanlardan birine gidelim
dedik biz, o sayede keşfettik bunu. Soulvaki yedik gittiğimiz yerde. Bizim şiş
kebap’a benziyor, gayet lezzetliydi.
Ve maalesef saat feribot saatine yaklaşınca
bindik arabamıza, şehir merkezinde aldığımız yerde aracımızı teslim ettik ve
feribotumuz gelince de başladı geri dönüş yolculuğu.
Özet olarak Samos’a giderken çok bir beklentimiz
olmadığından mı bilmiyorum ama bu adayı epey beğendik biz. Gezemediğimiz
kısımları gezmek için bir daha gitmemiz gerekecek sanıyorum : )
Giderken sizlerde beklenti olmasa da, blogu okuduktan sonra Samos'un bende beklenti yarattigi kesin :) cok guzel olmus, ellerinize saglik :)
YanıtlaSilteşekkür ederim :)
Sil